Blog Arşivi

21 Ekim 2024 Pazartesi

KARARSIZLAR..


 

                                                                                                  15.10.2024

         Zengin Türkçemizi geliştiren iki isim tamamlamasını daha, milyonlarcası gibi uzay dilimize ekleyerek kullanıma açalım. Mesela hoptirik ve egotirik. Hoptirik toplumda alındığı yaftasıyla; ama analizi yapılmadan, oldu bittiyle alınmış kararları ifade eder. Egotirik ise, bugün bolca yaşanan, şahsım kararlarının “ben söyledim oldu” mealinde ve kimseye danışmadan alınmış acele kararları betimler. Şimdi sözlüğe eklediğim bu ifadeleri İngilizce, Fransızca, Almanca gibi Latin dillerinde açıklamaya kalkın. O zaman size koca bir ‘kolay gelsin’ demek gerekecektir. Zira yabancı dillerde sayfalar dolduracakları halde yine de anlamları karşılayamamış olabilirsiniz.

Çünkü uzaylı veya matematik dili de denen ve aslında dil eksperlerinin, Dünya da tek iletişim dili olmasıni, topluca önerdikleri Türkçemizin her kategoride sonsuza kadar kolayca eklenip büyüyebilecek mükemmel bir iletişim ve bilim dili olduğunu tekrar anımsatmış olalım. Yeter ki bütün yabacı eklemeleri Türkçe fonetikle yapmış olun, o zaman yepyeni bir Türkçe kelime daha kazanmış olursunuz. Ki bunu yabancı dillerde yapabilmeniz mümkün değildir. İşte sadece bu neden bile Türkçemizin, her şekilde genişlemeye müsait tek eklem dili olduğunun göstergesidir.

Birde işin öbür yanı var tabi. Türkçemiz argo ve hakaret tanımlamaları için de emsalsizdir. Mesela Bahçeli ve Erdoğan’ın ağızlarını her açtıklarında mecliste bile yeni bir suç işlediklerini de bir anımsayın lütfen. 22 sene milleti uyutup, bugün aç ve çıplak bıraktıklarından, artık kendilerine kapı gösterilince de İsrail bahanesiyle, biten ömürlerini biraz daha uzatabilmek için milleti, milli birliğe çağıranları artık ne soran ne de kendilerine güven duyan kalmadı bu ülkede, bilesiniz.

Özgür Özel’in ‘aday belirlemiyoruz, Cumhurbaşkanı belirliyoruz’ diyen son konuşması kör, sağır, bunak, aklı başında, anlayan, anlamayan herkese kapak olsun. Bir de o karar veremeyen aymazlara tabi. Ve hiç unutulmasın ki yerden kalkamayanların seviyesine inmek, birlikte aynı yerde yatmak demektir. Ve sonra da etrafı aramayın ki, sizi yerden kaldıracak birini bulasınız. Hiç unutmayalım ki, kendi adaleti ve ataleti üstünde tek sorumlu bizatihi insanın kendisidir.

Komşum et ızgara yapıyormuş, peki var mı bunun benim yokluğuma veya varlığıma bir bakiyesi. İşte bu aralar beni en fazla da alakadar eden konu budur. Ve bu ülke hala bu kadar sınırsız ve saygısız soyulmaya devam edildikçe sonunda kime el açacak olduğumuzdur. Her şeyin ve her problemin bir çözümü olduğuna inanıyorsak, bekleyelim biraz daha o zaman.

Bilmiyorum daha ne diyelim ki, çünkü gerisi hep laf yine laf. O halde uyanalım artık dostlar, sizce de en doğrusu bu olmaz mı? Mesela Özel’e bakın, adam dik duruşundan zerre kadar sapmıyor. Renkli ve gevşek bir görüntü bile vermeden, ideali yolunda hiç bükülmeden atını koşturuyor. Aferin ona doğrusu. Oysa cumhur ortakları siyaset diye polemiklerle, hokkabazlık oynarken, biraz da adam gibi inanılır bir Devletçilik yapabilseler ya! Ama ne gezer.

Cumhurcu Biraderler ağızlarını her açtıklarında, Bedeviler kahvesinde tef çalarak meddahlık sergileyen avazedelere benziyorlar sadece. Alkolle rafine ettiği Çocuk katillerin, bira bile almaya paralarının yetmediğini, oysa uyuşturucu hapları, hediyeli olarak bile elde ediliyorken, ademi kontrollerini kaybettiklerini unutacak kadar sapla samanı yine birbirine karıştırdı.

En cırtlak yandaşlarının dahi, pahalı uyuşturucular Baronları listesinde, liste başı olduklarını neden anımsamak bile istemediği normaldir. Çünkü bugünkü perişan ahvalimizin ana nedeni, Saray harcamaları ve hesabı sorulamayan örtülü ya da itibar ödeneğidir, gerisi ise devede kulaktır bilesin Bay Erdoğan. Sarayın mızıka bandosuyla, hala itibar içsel uzun havaları çalıp durun siz artık. Tabi her şeyin bir sonu da vardır her ne kadar istenmese de. Hani artık biraz da bu tarafı düşünün isterseniz.

Şu kararsızları nasıl saklasak? Sarımsaklayarak mı yoksa sarımsaklamayarak mı? Nedir acep bunlar, in mi yoksa cin mi? Ya da kazara rahimden düşüp, barışmayı öğrenemeden, elele verip küsenler mi? Ne ararlar neyi sorarlar acaba bunlar. Kararsız kaldıklarına göre demek ki kendileri de bilmiyorlar ne aradıklarını. Çünkü aklın matematiği de budur. Yoksa bunlar salt geometriden mi anlıyorlar veya beşinci boyutun mu peşindeler acaba? Günler gelip geçiyor bunlar hala karar veremiyor, yoksa çıplak tanrı mı sanıyorlar kendilerini. Ne zaman karar ermeyi düşünüyorlar peki? Bugünkü Türkiye gerçeğini hem biliyor olmak ve hem de kafayı yemediğini düşünmek bile karar vermektir milli bütünlüğe, ki iş bu kadar basit aslında. Yoksa kafayı mı yedi bu kardeşler? Diyojen bunları görseydi, kesin elinde mumla kararsız arıyordu artık sokaklarda.

                Yani şayet Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı iseniz, taraftarı olmasanız bile vatandaş kimliğiniz aşkına, önce CHP safında milli birliği tutarak, Saray Mafyasından kurtulur, Demokrasi ve Adaletin revize edilmesini sağlar sonrada istediğiniz kararı yine verebilirsiniz. Çünkü kendi kararınızı bile verebilmeniz için bu milli kararı önce almanız gerekmektedir. Bilmem anlatabildim mi? Bu arada anayasanın değişmez maddelerini kafasına takmış sivrinin biri Devletin Milleti olmaz demiş. Tabii olmaz; ama milletin Devleti olur. Yoksa nasıl yaşatabilirsin o milleti behey gafil, O nedenle de esasen Türk Milletinin 16 evrensel Devleti olmuştur ki, sadece bugün değil ebediyete kadar da yaşayabilsin.

Şayet buna rağmen bu gerçek anlaşılmıyorsa, düşünürüz ki ülkemiz kararsızların toplam sayıları kadar yabancı tarafından işgal edilmiştir. Ya da birileri hepimizi kandırıyordur. İşte o zaman da ram uykusunu bırakalım açalım gözlerimizi demek gerekecektir. Ve hep birlikte kafamıza da perçinleyelim ki, yüce ulusumuz, ebediyete intikal etmelidir. Yoksa kurda kuşa ve bilumum sürüngenlere ziyafet oluruz. Hepimiz aklımızı başımıza toplayalım ve vakit varken taraflı tarafsız CHP misyonu etrafında buluşalım.

                Ve hiç unutmayalım ki, adalet sistemi ve meclisi Cumhur ittifakından tamamen temizlenmiş bir yeni Türkiye Cumhuriyeti vizyonu oluşmadan yapabileceğimiz hiçbir önceliğimiz yoktur. Yalnız CHP içine de sokuldukları var sayılan ve Partiye nifak soktukları tespit edilen bazı ajan provokatörlerin, bütün içsel imkanlar kullanılarak, her geçen gün önem kazanan Özgür Özel’in dinamik Liderliğinin, asla önünün kesilmemesi sağlanmalıdır. Bilhassa da bu duruma Parti Senatörleri olarak betimlediğimiz olgun ve tecrübeli üyelerin, daha fazla özen göstermeleri gerekmektedir. Aman ve sakın ha bunu atlamayalım!

            İnsanoğlu, saati çaldığı zaman ve bunu da mesela Şeysel adalarının harem havuzunda yüzen Sultanı kendi rehavetinde duymuşken, artık kendi kararını hala veremeyen insan, aslında insanlığını da yadsıdığını bilmemektedir. Şimdi bunu da akıl defterinize yazın da hiç olmazsa önce insan olmaya bakın, insansı değil. Çünkü insan salt bu nedenle, primat atalarının primitif dönemini evirerek bugünlere taşımıştır. Peki insanoğlu daha ne zamana kadar evirilecektir.

İşte kendi evrimlerini bile henüz tamamlayamamış olan insansılar, bu soruyu asla anlayamayacaklardır. Çünkü kararsızlar bugünkü Türkiye şartlarında artık elleri bile sıkılmayacak bir sürüdür. Ve bilmelidirler ki, belki de AKP mayın tarlasında yürümemek için tercihlerini gizlemiş olanlar, şayet karar adamı olabilselerdi, bugünkü Türkiye’mizin adam yetersizliği de çoktan bitmiş olurdu…

 

                                                                                              Serendip Altındal

Özün Kişiliğindir...

Özün Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com