Blog Arşivi

1 Eylül 2024 Pazar

MECLİSE YAKIŞMAYANLAR..

 



                                                1.09.2024
            

             TBMM, Can Atalay için toplandı ve içinden beklendiği gibi de yine ipsiz, sapsız ve tuzu kokmuşlar çıktı. Yani klasik AKP tertip görüntüleri, yine kimseyi yanıltmadı. Can Atalay’ın özlük haklarının Anayasa kararına rağmen tanınmaması ve yaygarayla yine oldu bittiye getirilmesi, ipin ucunu tekme, yumrukla iyice kaçıran AKP taifesinin yine aynı Anayasaya göre tanınmaması gereğini tartışılamaz hale getirmiştir, ki boş sözlerin bittiği noktaya da gelinmiş demektir artık.

             Çünkü AKP takımı içinde milletvekili yerine ne olduğu belirsiz serkeşleri taşıdığı sürece, kendisinin de yakında derdest edileceği kesindir. Hele de bir BJK’lı olarak Alpay adını her duyduğumda, inanın atopim kabarıyor. Topçunun atanmışlığı bile dudak uçuklatıcı. Adam zorba işler amiri yapılmış, daha ne olsun. Duruşu bile sanki bir epileptik nöbet gibi, hastalıklı. Veya kafasını çarpmış da beyin yarıküresinin nöronları iflas etmiş gibi, duyarsız.

            Şimdi bu Alpay denen adama dikkatle bakın, oturuma ara verilince bir misyoner gibi hemen harekete geçerek, insanları galeyana getirip nasıl da görüntüden yok oluyor hemen, uyanın artık, bir de üstüne reislerinden teveccüh alacak böyle tıfılları, adam yerine koyup daha fazla da yem olmayın. ‘Bu durum taşınabilir bir yük değildir artık’ diyen Özel’in tamamen ciddiye alınarak, usul tartışmasına acilen başlanılması gerekir.

             Ve bizi bu konuma getiren birikimler, aslında yakında Cumhuriyetin gaspı olarak ele alınacağı için, AKP’nin işi çok daha zorlaşacaktır bundan böyle, biline. Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmayan bir AKP İktidarı mademki hala hüküm sürüyor, oldu olacak, Kırkpınar güreşlerini de Meclise alsınlar, hiç olmazsa Dünya da, bu Meclis bir numara olur.

             Bu arada metropolleri bile tehdit eden yangınların tesadüf olmadığı bilinci, aklımıza kötü ihtimaller getiriyor. Mesela Suriye’nin özellikle de emperyalist lejyon köylerine dönüştürülmüş bölgelerinden yurdumuza kaçak sokulan ve izahı da yapılamayan binlerce Lejyon beslemesinin acaba yurdumuzda neler yaptığını biliyor musunuz? Ya da yerli müstevliler bu adı konmayan panoramaya ne diyor ve hangi gözlerle bakıyorlar acaba? Yalnız onların, güzel ülkemizi, İktidarlarını koruyabilmek için, yakında kadınlarımızın ve çocuklarımızın sokağa çıkamayacağı ana baba günlerine taşıyacağı anlaşılıyor. Bu nedenle de vatandaşların azami dikkat kesilmeleri, teneffüs ettikleri hava gibi elzem oluyor.

             Saray ekonomisinin milli ekonomiyi yerle bir ettiği evrede, başka da nelerden bahsedelim ki. Mesela gelelim o zaman biraz da milli ittifak ve bekaya. Mecliste tekme, yumrukla çözülmeye çalışılan memleket meseleleri; milli mutabakat dışında başka hangi imkanla çözülebilir acaba? AKP İnzibat işlerine bir anımsatalım, her yaptığınız acemice ve çocukça, hadi geçelim diğerlerini de İktidar ortağı Huda Par açıktan açığa özerklik diyor, yani mollalar doğrudan derebeylik istiyor, bizim beyler ne diyor buna veya topluma nasıl yedirmeyi düşünüyorlar acaba?

             Peki bunları, ülkenin tepebaşını tutan aymazlara nasıl anlatmayı düşünüyorsunuz, Sayın okurlar! Aynı mealde ülke ekonomisini yakında, stagflasyonla da tanıştıracak beceriye sahip olanlara ne anlatabileceğinizi, nasıl ikna edebileceğinizi umuyorsunuz ki? Şayet milli bekanın pekiştirilmesi ve ülkenin bölünemez bütünlüğünün esas alınması ilk emir ise, ki öyle de olmalıdır. O halde adam dövmekle, kimi ikna edebileceğinizi, kendi tarafınıza çekebileceğinizi düşünüyorsunuz, hele de Meclis üstü bir Senatosu dahi olmayan ülkenizde. Gökyüzüne zırh yapmaktan önce, akıllı olun da Cumhuriyetin zırhı olan Senatoyu ele alın. Çünkü Senato, derin Devletin resmileşmiş mevcudiyetidir. Ki bunu da defalarca yazmıştım kendi hesabıma.

             Daha da ötesi, Türkiye gibi hayati jeopolitik öneme sahip bir ülkede Senato, asla yadsınamaz bir ihtiyaçtır. Çünkü Atatürk sayesinde, saygın bir Cumhuriyet rejimine her ne kadar sahip olmuş isek de, Atatürk Devrimleri ne yazık ki arkadan gelenler tarafından tamamlanamadığından Senato, elimizde kalanı da kurtarabilmek için, artık olmazsa olmaz bir milli ihtiyacımız haline gelmiştir. Bu nedenle de asosyal ve kurucu anayasaya aykırı bir karar, elini kaldır, indir ile salt bir Meclis kararı bileşkesiyle asla alınamamalıdır. 

            BM ve birçok evrensel dernek, vakıf vs, insan hakları koruması etiketiyle dünya genelinde aktif görünüyor olsalar da acaba hangisi, evrensel Dünya ticaretinden ve oyun kurucularından bağımsız bir karar alabiliyor. Hele bu husus da ele alındığında, ulusal bağımsız bir karar verebilmek için Senatonun önemi, bana göre de çok daha fazlalaşıyor.

             Oysa uygarlık tarihinde Senatoyu ‘ihtiyarlar meclisi’ yaftasıyla ilk uygulayanlar Türklerdir. İşte bu nedenle de meclisi ve dolayısıyla da anayasayı korumak, görevlerin en yücesidir. Dolayısıyla 65 yaş üstü ve aklı başında olan ermişlerin nasihatleri dinlenirse, hata oranı derhal azalacak ve yok olacaktır. Hatta entelektüel, Alzheimer bile olsa arada bir söyledikleri analiz edilmelidir. Zira bir bilinmeyen daha kaçırılıyor olabilir, kim bilebilir? 

            Çünkü bilinç aslında deneyimdir. Hazindir, ermişlere yani senatoya danışmadığımız için bakın bugün nerelere geldik. Daha önce de yazdığım gibi Türk tarihini örnek alan USA’nın şayet Senatosu olmasaydı, inanıyorum ki bugün Dünya Devletleri listesinde en az 51 Devletçik daha fazlalık, hanidir oluşmuş olurdu. Bilmem anlatabildim mi?

            Bir zamanların dünyayı bile doğurabilecek görkemli tarım ülkesi, bugün peş peşe yaşadığı tarım felaketleriyle dışardan tarım ürünleri ithal eden bir duruma getirildi. Neden, niçin diye sormayın, çünkü hepsi bildiğiniz nedenler. Yalnız hiç unutmamanız gereken, bu mene İktidarın artık acilen Devlet arşivinin unutulması gerekenler bölümünde yer alması gerekiyor.

            Sayın Özel’in, 7-8 Eylül Tüzük Kurultayı bağlamında ve ülkemizin geçen yüzyılda olduğu gibi yeni yüzyılda da Dünyanın imrendiği ülke yapılacağı vaadiyle söylediği her şeyi, noktası, virgülüne kadar kendimce destekliyorum. Hoş bunu desteklemeyen entelektüeller de olabilir hani!

Sokaktaki adam,

Ki hayatın keskin bir gözlemcisidir, kusura bakma,  Entelektüel lafını duydu mu Karısına sadık olmayan adam gelir ilk aklına. - W. H. Auden

             30 Ağustos 1922, tek yumruk olmuş Türk Milletinin, Atatürk Liderliğinde yarattığı muhteşem Zaferidir. Ve Atatürk, her yaptığını milleti için yaptığından, milletiyle birlikte ebede intikal edecektir. Çünkü yek vücut olmuş çoğunluk, her zaman istediğini elde etmiş ve doğayı değiştirip tarihi de yeniden yazmış ve evrimi de yenilemiştir. Demek ki Atatürkler, bütün insanlık Dünyasına her zaman lazımdır. Nedeniyle de Zafer Bayramımızı tekrar, tekrar coşkuyla kutluyoruz.

                                                                                  Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğindir...

Özün Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com