Blog Arşivi

15 Ağustos 2024 Perşembe

HARAMZADE..

 


                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               15.08.2024

 

            Sarayda keyfe göre şekillendirilen son vergi paketleriyle, vergi kaçıranın lehine daha avantajlı bir hale getirilen sistem, bundan böyle vergi kaçıran haramzadenin geleceğini daha da karartacak aslında. Şöyle ki; AKP iktidarı süresince, tarifsiz haram kazançlar elde eden kaçakçı şirketlerden, Hükümet değişikliğinden sonra, geriye doğru ödenmemiş bütün borçlar yasal olarak geri alınacağından, muhtemelen bazı şirket sahiplerinin, daha önce ülkeyi bir şekilde ve atı bile bulamadan terk etmeleri gerekecektir. Yalnız bundan önce dinamik bir muhalefet baskısıyla, cumhur ittifakının, kurtulmak için erken seçimi, bizatihi bir kurtuluş evresine dönüştürmesi de beklenebilir.

 

            Bu arada, bir an önce değişmesi gereken iktidarın, şaibeli oy transferleriyle seçimleri kazanmasında, cephe adamlarından birisi olan Soylunun hala, ‘biz namusumuzu sokakta bulmadık’ demesi, tam da kendisine; ‘aktif döneminde yaptığın tarifsiz ihlallerin, acaba kimin namusuyla ilişkisi vardı’ sorusunun sorulmasını da vatandaşa gerekçe yapmaktadır. Yani Soylu,’ “bana öyle emredilmişti yaptım” demen de yakanı kurtarmaz. Çünkü herkes, bizatihi yaptığının sorumlusudur. Aynı nedenle, yerkürede bilimin çağ atladığı bir evrede, Türkiye’de bilinçsizliğin ve adamsendeciliğin yükselen paradoksu, ciddi olarak ve hiç gecikmeden, bütün milli siyasayı kapsayan bir revizyonu gerektirmektedir. Hatta bu revizyon, Atatürk Devrimlerinin bir devamı olarak da kabul edilebilir.

 

            Bunda da ilk akla gelen, CHP liderliğinde gerçek bir milli ittifakın, en ufak ardışık bir ihmali dahi unutulmayacak, şekilde gerçekleşmesidir. Bu nedenle de Özel Liderliğindeki CHP’nin sadece toprağa inmesi değil, o toprağı bile kazıması, artık hayati bir önem kazanmıştır. Yoksa bırakın erken seçimi, genel seçimler bile tahlili aşan bir tehlike altına girecektir. Öyleyse CHP, bir an önce tek adamsız bağımsız bir Meclisin yeniden yapılanması için, önce 31 Mart mahmurluğundan uyanıp, gerekli bütün aktif müdahaleyi yapmaya ve bunun yapısal taşlarını da yerleştirmeye, artık gecikmeden derhal başlamalıdır. Çünkü vatandaşın ne istediği ve bundan sonra da ne istemek zorunda olacağı, artık bir Devlet sırrı değildir. Kendi adıma Sayın Kılıçdaroğlu’ndan beklediğim ise, manevi Liderliğini daha da pekiştirerek ve CHP’li genç kadroya azami himaye vererek, kendisini daha da yüceltmesidir, ki himaye opsiyonu da artsın. Cumhurbaşkanı aday seçimi ise tamamen üyelere bırakılmalıdır. Dahası da bunun CHP misyonu için tarihi bir mecburiyet olduğudur.

 

            Son Hamas Lideri suikastını da sineye çeken İran’da ki durum, daha önceki helikopter kazalı suikastla telef olan; ama oluşan yeni şartlarda ise bu kadar sessiz kalmayacağı da bilinen eski yönetimin, neden acilen ve bilinçli olarak değiştirildiğini de açıkça gösteriyor. Yalnız Hamasın yeni lideri, sanki İsrail adına işlerin daha da zorlaşacağı mesajını veriyor. Oysa bizim tek adamlı rejimde, hala kendi müktesebat sorunumuz varken ve buna rağmen millet hala birbirine hikâye anlatıyorsa, bizim komşularımız hakkında yorum yapmamız ne derece doğrudur? Ve sen kendi işine bak derlerse, nasıl cevap verebiliriz?

 

            Genel seçimlere daha dört yıl varken, 4 yıl sonra gelecek seçimlerin muhtemel aday listesini şimdiden tayin etmek, aktif olarak çalışan CHP’li adayların, bilhassa da Belediyeci olanlarının dikkatlerini dağıtarak performanslarını düşürür sadece. Oysa tam takım halinde erken seçimlere odaklanarak, ülkenin bir an önce ve vakit kaybetmeden bu devşirme İktidardan kurtulması gerekmektedir. Bizde ekonomi berbat üstü berbat hale gelmişken mesela Kanada, Avustralya gibi bazı denizaşırı ve gidişi, gelişi zor ülkelerin, bilhassa Türkiye’den göçmen talepleri, evrensel emperyalist yemi olarak algılanıp, bu hususun milli müktesebata ne kadar zarar verebileceği, daha derin analiz edilmelidir. Hatta böylesi durumları engelleyebilecek bir erken seçim, azami öncelikle yoğun gündem haline getirilmelidir. Tam da yeni Türkiye’nin kendi emek gücüne en fazla ihtiyacı olacağı bir dönemde dışarıya doğru yaşayacağımız bir beyin ve emek göçü dalgası bizi, 2. Dünya harbi mağlubu Almanya’dan, çok daha zor bir duruma düşürebilir.

 

            Eski AKP Belediyelerinin kalan borçları nedeniyle, CHP’li Belediyelere bir de haksız yere haciz gelmesinin ardında yatan tek gerçek, AKP İktidarının zorbalıkla, CHP’li Belediyelerin çalışamamasını sağlamak istemesidir. Buna da verilecek tek karşılık, erken veya gününde yapılacak genel seçimlerde, 23 yıldır hangi dayanılmaz acılara, soygunlara ve tarifsiz mağduriyetlere sabırla dayanan milletin, tüm haramzadelere vereceği şaşmaz cevap olacaktır.

 

            Ümit var olduğumuz filenin kızları ise, alabilecekleri bir maçı aslında hocalarının beceriksizliği yüzünden kaybettiler. Ve aynı rakiple oynamanın avantajını ne yazık ki dezavantaja çevirdiler. Oysa körük gibi ofans ve defansta açılıp kapanan ve diğer takımlara boşluk bırakmayan milli kızlarımızın, ilk maçta karşı takıma bıraktıkları boşluklar üzerinden, ikinci maçta da rakipleri aynı şekilde çok sayı üretebiliyorsa, hocalarının ya uyumuş ya da bizim İtalyan’ın diğer hemşerisine maçı satmış olması gerekir. Demek ki birlikte çok çalışmışlar aynı tezgâhta.

 

            Çünkü bizim çocukların son maçlarda gösterdikleri böylesi paradoksal sapmalar, hocalarının tam kontrolü altındaki takımlarda fazla görülmezler, gençliğimde futbol oynadığım için bunu tecrübeyle de bilirim. Yani bizim çocukların çoktan hak ettikleri ve yarın çocuklarına, torunlarına bırakacakları altın madalyalarının üzüntüsü ve gözyaşları, neşe kaynağı oldu beyzadelere desenize! Oysa son 23 yılın başında, biraz keyifleniyorduk, o da kırık çıktı. Olimpiyat ulusaldır ve bir zamanlar çok övünürdük, defalarca altın madalya kazanan güreşçilerimizle. Ve bunu şimdi de çok özlüyoruz. Haramzade bakmaz aynaya, yine bir garibanın üstüne yıkacaktır kendi aymazlığını nasıl olsa. Bense kendi adıma, Türk takımlarının başında, boşuna mı milli hocalar olsun istiyor ve yerli, yabancı, lanet olsun tüm bizim olmayan ve bize esenlik bırakmayan böyle kafalara diliyorum!

 

            Mesela BJK-GS (5-0) finalinde görüldüğü gibi, tanımadığı oyuncularla ve bir yabancı ülkede, ilk defa bir kupa finaline çıkan ve en az takımı kadar yorularak oyunu takip eden bir hocanın, takımının tam kontrolünü şaşırılacak bir süratle eline alabildiği gibi. Yani fileci şampiyon kızlarımızda, hocalarından ve yöneticilerinden böyle bir beceriyi, analarının ak sütü gibi hak etmişlerdi aslında.

 

            Bazı siyasa bozuklarının birbirlerine neler söyleyip söylemediklerini bırakalım da biz en iyisi, kendimiz geçelim aynalarımızın karşısına, kendi gözlerimizin içine bakalım. Ve kendi akıllarımızın, sağduyularımızın sesini dinleyerek karar verelim artık, güzel yurdumuzun ne hallere geldiğine ve neden milli ittifak ilkesiyle bir ön seçimin, hepimiz için tek çıkış yolu olduğuna. Ne dersiniz, Sayın vatandaşlar. Çünkü böylesi bir hayati durumda fazla gecikmek, insanoğlunun kendi özeğini de inkârıdır gerçekte. Zira öylesine insan denilemez artık...

                                                                                  

                                                                                               Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğindir...

Özün Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com