Blog Arşivi

15 Mart 2023 Çarşamba

PROFİL MESELESİ..

      

                                   

          

            Altılı masa etiketli Millet İttifakının, 12. buluşmasına bakıldığında, Kılıçdaroğlu’nun tek aday olması üzerinde mutabakat sağlandığı anlaşılıyor. Bu arada İyi Parti cephesinden, Ankara Belediye Başkanının adının da ileriye sürülmesi, aslında Erdoğan’a ve ekibine ışık tutuyor. Kılıçdaroğlu’nun liyakat, adalet, müsavat, sosyal Devletçi ve Devletin SGK gibi bir kurumunun da yıllarca Başkanlığını yapmış, hatta millet ittifakının bizatihi çıkış nedeni de olması, esasen bu tensibin çok adil olduğunu da asla yadsıyamaz. Üstüne de Türk milletinin özünde olan Başbuğ dinamiğinde bir Lider olması nedeniyle de en doğru aday olduğu, hem de mevcut şartlarda asla göz ardı edilmemelidir.

 

Artık Particiliğin değil Devletçiliğin yine esas alınması gereken bir dönemde olduğumuzu asla aklımızdan çıkarmayacağız. Aynı bağlamda çok saygın, liyakatli, adil ve başarılı bir Belediye Başkanı olan ve ülkenin tam da Başbuğ dinamiğinde bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı varken, aslında ideal bir Senato Başkanlığına daha fazla yakışan Sayın Mansur Yavaş’ın, hele de şimdilik asla görevinden ayrılmamasını tercih ediyorum. Aynı bağlamda, en gençleri ve çok da başarılı, adil, dürüst bir insan ve ideal bir Belediye Başkanı olan Sayın İmamoğlu’nun da kendisine en fazla ihtiyaç duyulduğu bu günlerde, görevinde kalmasını diliyorum.

 

Yukarıdaki ifadeler, Akşener fiyaskosu ortaya çıkmadan önce yazılmıştı. Bundan sonra ise yeni şeyler yazmak bize farz oldu artık. Şimdi Meral Hanıma sormazlar mı? Madem niyetin buydu son mutabakat imzana kadar neden bu kadar bekledin, tam da senden bir şeyler beklerken, yoksa birilerine 5 sene daha ikbal vermek için fiyatının yükselmesini mi bekliyordun.

 

15 CHP Vekili Partine verilmeseydi ne olurdu, o masada bile oturamazdın. Bunu da bir düşünseydin. Neticede ne oldu biliyor musun? 6’lı masayı böleceğim demekle haklı çıkan Erdoğan, iyiler içinden bir profili bozuğu temizleyerek, Millet İttifakının temel taşlarını asıl şimdi yerine oturttu. Kendisine bilhassa teşekkür etmek gerekir. Aynı bileşkede, iki kişiliği sağlam anakent Başkanını da Partilerinden ayartma çabası akamete uğrayacak olan Akşener’e, bundan fazla şeyler yazmak, inanınki değmez.

 

Yalnız dikkatimi çeken bir durumu daha anımsatmak gerekiyor. Şayet Erdoğan, Bahçeli ve Akşener’in aynı ve ani oluşan özlerini tekzip eden depresif kişilik değişikliklerine bakıldığında, acaba bunlar HAARP frekansları tepkisine mi çarptırıldılar diye düşünüyor insan. Bu durumu da HAARP uzmanlarına bir sormak gerekmiyor değil hani. Aynı bağlamda beklendiği gibi, iç karışıklık yaratma çabasına da başvuracak olanların, Bursaspor-Amedspor karşılaşmasını da kullandıkları; ama yine beklendiği gibi de amaçlarına ulaşamadıkları ve ulaşamayacakları tekrar ortaya çıkmıştır. Anlaşılan o ki seçimlerin güvence altına alınması için, bütün kritik spor müsabakalarının seçimler sonuna kadar ertelenmesi gerekecektir.

 

Sürekli değişimler gösteren dinamik bir süreç içinde oluşan değişikliklere göre ve kendi yazımdan bile alıntı yapmak istemediğim için devamla, biraz daha Akşener’e dönmem gerekiyor. Çünkü imzamı attığım her ifademin arkasında sonuna kadar durmam nedeniyle, okurumla da aynı bağlamda diyalog kurmam gerekiyor.

 

Akşener’in kabul edilemez tutumundan sonra, ummadığı şekilde başına gelen ve kendi yandaşlarından bile kendisine gösterilen büyük tepkiyle, önlenemez bir yalnızlığa mahkûm olduğunu anladığı ve dolayında da duyduğu pişmanlığı yadsımaya imkân yoktur. Şayet her musibet bir fayda doğurur dememek için; bu durumun bir ön tasarım olduğu da düşünülür ki İktidar entrikalarının yoğunlaştığı bu günlerde, şayet karşı tepki olarak bir muhalefet entrikası yapılmışsa, bize de bunu onaylamak düşer hani.

 

Bu yeni durum karşısında da herkes ister istemez kabul edecektir ki bu son durum millet ittifakını çok daha da güçlendirecektir. Bu arada Milli İttifak toplantısında 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanacak olan Kılıçdaroğlu’nun açıklanmasını bekleyen muazzam kalabalığı izlerken, Akşener’e atfen ‘kendi Partinin kapısında bu kalabalığı asla toplayamazdın’ diye düşündüm. Böylece ne kadar isabetli bir karar verildiğini her halde kendisi de kabul etmiştir.

 

Hepsi bir yana; ama toplantı tutanakları açıklandıktan sonra beklediğimiz Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlık adaylığı duyulduğunda, toplanan kalabalığın coşkuyla kutlaması, mutlu ve güzel günlerin artık başladığını ve bütün MİLLETİN İttifakının gerçekte kurulmuş olduğunu adeta müjdeliyordu.

 

Şimdi artık zaman, Milli İttifakın yaratıcısı Sayın Kılıçdaroğlu ile beraber ’Haydi Bismillah’ diyerek kolları sıvayıp işe başlamak zamanıdır. İlk olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendini belgeleyen ve öylede kalmak isteyen vatandaşların hepsiyle hiçbir ayırım yapmadan uzlaşılmalı. Öncelikle de depremzedelerle güven tazelenmelidir. Ve tamamıyla pekiştirilmiş bir millet ittifakıyla, yasama ve yürütme yetkileri yeniden TBMM kontrolüne geçirilmiş Devletimizi, çok adil ve bereketli günlerle kutlamak üzere ilk önce de TEK ADAM mevcudiyetine son verebilmenin ilk şartı olan, seçimleri kazanmanın olmazsa olmazına, dakika bile kaybetmeden derhal odaklanılmalıdır.

 

Yukarıda da ifade ettiğim gibi, makalelerimi 15 günde bir yazdığım için son 15 günlük süreçte ortaya çıkan olayları geriye dönüp yenileme yapmadan, olduğu gibi kronolojik sırayla yazarak, süreç içindeki hissiyatımı da paylaşmak istediğim için, bu yazımı da lütfen bir günlük olarak yorumlayın Sayın okurlar.

 

Bu bağlamda son sözü de söylemek gerekirse; şayet Akşener HDP ile aynı masada oturmamak için masadan kalktığını söylüyorsa, onu bir ülkücüden ziyade kendim gibi diyalektikçi Kemalist bir Ulusalcı olarak görmek istediğim için de bütün kalbimle desteklerim. Çünkü bugün uzlaştırıcı bir yaklaşımla ortaya çıkan HDP’nin, yarın büyük Kürdistan, Ermenistan safsatalarıyla aynı emperyalist misyonuna devam edeceği de yadsınamıyor değil maalesef. Müspet ve ulusal birlik bileşkesinde bir algı yaratmak ise bundan sonra tamamen kendilerine kalmıştır artık.

 

Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğindir...

Özün Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com