Blog Arşivi

1 Haziran 2022 Çarşamba

ZITLARIN SENTEZİ..

 


 

            Atatürk, hem de kendi nedeniyle oluşan ve Bayram olarak da kabul edilen bir günde başkalarıyla ki Devlet Lideri dahi olsalar asla mukayese edilmemeleridir. Çünkü Atatürk, kendi özeğini layıkıyla temsil eden çok özel bir insandı. İktidar döneminde hiçbir Devlet Liderinin ayağına gitmemiş, sadece karşılıklı centilmence yazışmalarla Devlet ilişkilerini sürdürmüştür. Birçok Devlet adamı ise saygıyla, kendisini ziyaret etmek üzere ülkesine gelmişler ve onun tarafından da büyük bir centilmenlikle karşılanmışlardır.

 

            Çünkü yüz yüze görüşmelerde insan doğası nedeniyle oluşabilecek sürtüşmeleri, atılan taşları, hiç hak etmediği yapay atıfları, göreli yakıştırmaları kabul edebilecek bir yapıda değildi. Yoksa aslında kendi ülkesine fayda sağlayabilecek bir antlaşma, itibar ve görüş mutabakatı daha başlamadan bitebilirdi. Sadece bu neden bile Rahmetli Atatürk’ün yüceliğine işaret eden en önemli özelliklerden biridir. Bu kadar dahi olsa, hem de büyük kurtuluş savaşının 19 Mayıs başlangıç gününün anlamını ifade eden bu tespitleri, elden geldiğince belirtmemek ve bu kutsal tarihi yadsımak hem büyük Lidere hem de kendi şahsıma büyük ihanet olurdu. Ve insanı insan yapan en önemli vasfın ‘ahde vefa’ olduğuna şayet inanıyorsak, o zaman nasıl insan olabilir ve öyle de kalabilirdik.

 

            Türkiye’ye gitmeyeceğim; ama çözüm olacaktır diyen Biden, komşuda askerini konuşlandırırken ve bizi bile isyan ettiren sanal harbi Ukrayna’da beslerken, kendi korkusundan Türkiye’ye tabiatıyla gelemezdi. Yalnız çözümün neyle, nasıl olabileceğinin şüphesiz ki arife tarifini de yapamazdı. Yine klasik empryalist bir kukla tiyatrosunun ülkemizde oynanacağını kastetmiştir mutlaka. Yalnız kuklaların iplerinin yine kendi ellerinde olacağından gerçekten emin midirler bu kadar? Belki de kuklalar yıllarca uyudukları uykudan tahta Pinokyolar gibi artık uyanmış ve iplerini kendi ellerine almışlardır artık, kim bilir?

 

            İnönü’nün CHP’si diyenlere biz de bir hatırlatma yapalım. 2. Dünya Harbinde bile biz ülkemizde kendi ekmeğimizi yiyorduk ve İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu ve üstümüzden vızır vızır savaş uçaklarının geçtiği ve bir kiremitimizin bile kırılmadığı bu dönemde, 44 yılında ben küçük bir çocukken, gece sirenler öttüğünde, ikamet ettiğimiz İstanbul-Bakırköy’de perdeleri kapayıp hafif ışıkta oturduğumuzu, perde arasından karanlık gökyüzünde uçakları görmek için araştırdığımı bile hala hatırlarım. Oysa bugün bir Ukrayna sürtüşmesinde dahi kullanacak ayçiçeği yağı bile bulamıyoruz. Diğer yoklarımızdan bahsetmek istemiyorum, siz en iyisi bunun nedenini ülkenizin Liderine sorun.

 

             Yalnız 1. Dünya Harbinde savaş ortağımız olan Almanya’nın 2. Dünya savaşında Dünyayı ateşe veren büyük Lideri Hitler’in ve ittifak Devletlerinin baskısına rağmen, ülkemizi savaşa sokmayan ve kendi ekmeğimizden, yağımızdan vs. bizi mahrum etmeyen İnönü kadar taş düşsün tarih bilmez ve ahde vefasız olanların başına. Oysa şimdi ülkemizin bunca yıldan sonra önünün yeniden açılması için bile, bırakın Dünya Harbini, mevcut monark İktidardan bile kurtulmak için muhtemel kan dökmek zorunda kalınca ne söyleyecek ne yapacaksınız acaba?

 

Sayın Kılıçdaroğlu’nun, ülkemizin güvensizlik yaratılarak elimizden alınmakta olduğunu söylemesi; aslında AKP ile başlayan ve 20 yıllık bir süreye işaret eden çok doğru bir tespittir. Ayrıca alt yapıyı hazırladıktan (para transferleri) sonra Feto gibi çareyi kaçmakta bulacaklarını daha önce de defalarca yazmıştım. Yalnız kaçmadan önce açlık sınırının 6 Bin lirayı geçtiği ve daha da geçeceği ülkede, herhalde varlıksızları varlıklı olanların ümüğünü sıkacak hale getirerek muhtemel bir iç kavga yaratmak istiyor olmaları, bütün sorunları kendilerinden sonra gelecek olan Hükümete yıkmak istediklerinin de göstergesidir. Ne var ki bundan sonra son sözü söyleyecek artık Türk Milleti olacaktır.

 

Ey insanlar, nasyonal, laik, sosyal, demokrat ve bağımsız kalabilin ki özgür yaşamınız mümkün olabilsin. Şayet dinsel enternasyonallere sapar ve bardaklarınızı taşırırsanız, bilin ki Yehova’nız, Got’unuz ve Allah’ınız ya da ateizminiz sizden alınacak ve Deist olacaksınız. Akıllı olun, ölçülü ve mütevazi kalın ki en azından inançlarınızla hak, hukuk ve adalet bileşkesinde bir süre daha yaşayabilesiniz. Sonrasında ise nasılsa zıtlarınızın yeni bir sentezi, üst seviyede yine kaderiniz olacaktır. Çünkü zaman veya tarih spiral helozonik sürekli bir devimdir.

 

Yani tarih veya zaman asla bir tekerrür değildir. Şayet tanrıyı sembolleştirmek mümkün olsaydı, ilk Türklerin Tengri adlı Güneş tanrısı tüm sembollerin veya tanrıların en kabul ediliri olmazdı da ne olurdu. Çünkü Güneş soğurulup karadeliğiyle buluştuğu zaman, biz Dünya insanlarını karanlığa gömecek olan kıyamet saati de gelmiş olmayacak mı? Ve buna da kim hayır diyebilir ki?

 

            Yandaşlara verilenler ne kadar oldu diye sorgularken, siz buna ne kadar ortaksınız diye İktidara sorulup, bu durum da belgeleriyle açıklanırsa, millet aslında kendisi yemeyip kimleri nasıl besleyip şişirdiğini çok daha da iyi belleyecek ve bu İktidardan neden acilen kurtulmak zorunda olduğunu anlayacaktır. Ve anlayanlar içinde inanın ki ilk sırayı AKP seçmeni alacaktır. Çünkü en fazla aldatılanlar kendileri olmuştur aslında.

 

Bağlamında Miçotakis’i de tanımadığını söyleyen Erdoğan – öyle ya talimatını Patronu Biden ’den alıyorken onu neden tanısın ki- neden acaba Ege adalarımızı sorgusuz ve sorumsuzca Yunanistan’a verdi, bugün artık tamimiyle bir Amerikan toprağı ve üssü olmuş Yunanistan’dan bu sorunun cevabını almak mümkündür. Hatta senaryo ortağı AKP İktidarını Türkiye’de tutmak için bile ABD’nin neler yapabileceğine, Yunanistan’la, vaktiyle İngiliz’in yaptığı gibi yine hangi manivelaları kullanacağına empati oluşturabilirsiniz belki.  

 

Emperyalist için artık denizin bittiği ve son umutları olarak sevgili Türkiye’mizin çok uluslu bir kampüs Devlet yapılması istendiği son dönemde; bırakalım ayrı tellerden çalmayı da artık bu son oyuna odaklanalım. Ortada bunca açık işaret varken, yoksa siz hala alet edildiğiniz işin farkında değil misiniz?

 

Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğindir...

Özün Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com

 


 [SA1]