Bugünse
Putin tek Lider rolünü üstlenen; ama yapılacak her şeyi önce Rusya Meclisi Duma’ya
danışan ve meclis otoritesinin çoğunluk izni olmadan da hiçbir kararı tek başına
almaya yetkisi olmayan bir liderlik yapar durumdadır. Aynı paralelde biraz da
liberalleşen ve özel bir kapitalizme de geçit veren Rusya, yine de dünya devleri
kulvarında, hızla yol almakta ve güçlü durumunu muhafaza etmektedir.
Ne ki ülkede kendi pragmaları bileşkesinde oligark
bir yapı uluşturan bazı servet sahipleri, sisteme aykırı bir yapı ortaya çıkarınca
ve Devlet, kontrolünü de liberal kapitalizm nedeniyle kaybeden ve ülkeyi de
kaybettiren olunca, Devlet korumalı bir milli kapitalist Atatürk doğrusu, yine
ilk plana çıktı ve oligarkların eliminasyonu Rusya da resmen başladı ve bunlar
derhal sistemin dışına atıldılar.
Bize gelince; Atatürk döneminde bir sosyalist trendi
taşıyamayacak kültür ve alt yapıda, yıllarca Padişah mağduriyetinde ve köle mevcudiyetinde
kalan Türk köylüsü için Atatürk, en doğrusu olan Cumhuriyet sistemiyle köylüyü
yurdun efendisi yaparak, Osmanlı döneminin köleleştirdiği Türk köylüsüne,
kaybettiği özgüven geleneğini, geçmişinde olduğu gibi yine teslim etti. Bugün
bir Dünya Devi olan Çin modelinin bile aslında bir milli Atatürk kapitalizmini
örnek aldığı, asla akıldan çıkarılmamalıdır.
Atalarının yaptığı bütün güzelliklere rağmen, aslında
toprağı işleyen, ülkeyi besleyerek zenginleştiren ve ülkesi hesabına en yaşamsal
üretimi yapan köylümüz, gerçek durumunun ne hale geldiğini bugün esefle yaşayarak
ve seçtikleri tarafından inançları bile istismar edilerek anlamak zorunda kalmıştır.
Halen mevcut yokluğuna ve çağdışılığına rağmen BOP eş başkanlığı yaftalı tek
adam sistemi, aslında kendisine istemeden çok büyük bir hizmet vererek aklını
da başına getirip, bundan sonra kendisini de devindirmek zorunda olan sosyalizmin,
yakın bir gelecekte Türk köylüsü ve işçisi tarafından gerçek anlamıyla taşınabileceğini
de ortaya çıkardı.
Lakin artık devrini kapamış ucube tek adam İktidarı
değişince, ilk önce olumlu bir geçiş dönemi için bir Devlet kapitalizmi, Cumhuriyetimizin
başlangıç döneminde olduğu gibi yine uygulanırsa, daha sonrası için, toprak
reformu dahil, Atatürk hedeflerine ulaşmak bu defa kesin mümkün olabilecektir.
Yani Devletimiz aklın yolunda yürüyerek alıştıra alıştıra, öğrete öğrete kademeli
bir olmazsa olmaz sosyal Devlet modeline geçebilecektir.
Böylece aynı zamanda evrensel olarak çağdışına itilmiş
bir liberal kapitalizm, Rönesans sonrası yeni bir devre başlığı altında ve
tarihte, devrini kapamış eski bir dönem olarak yer alacağına da işaret ediyor. Başlığına
liberalizmi de katan kapitalizm, aslında sonunun başında olduğunu da çoktan
ortaya koymuştu. Ayrıca milyonları aşağılayan ve özür beyan etmek yerine aynı
çapsız ifadeleri tekrarlayan bir cumhur başı izlenince, böyle bir kişinin artık
ülkesiyle işi kalmamış ve bütün köprüleri de yıkmış olduğu derhal anlaşılıyor.
Muhtemelen de erken veya geç yapılacak olan
seçimlerden önce bir oldubittiye getirerek ülkeyi terk edecektir. Yalnız
kendisine, bütün yandaşlarıyla da tüm ilişkilerini kesmesi önerilir. Zira
sonunda en büyük kötülüğü, kendilerini kurtarmak derdine düşen eski yandaş
kölelerinden görecektir. Çünkü Pandora kutusundaki bütün kirli dosyalar açıklığa
kavuşunca, hukuksal bitiş de kahredici olacaktır. Aynı bağlamda, ümit vadeden 6’lı
mutabakatın açıklanan eksiksiz icra programına bakıldığında ve hele de mevcut ucube
İktidar dönemiyle kıyaslandığında, gelecek olan yeni Hükümetten daha fazla
beklenti içinde olmanın, başlangıç için abesle iştigal olacağı da anlaşılmaktadır.
Sön söz; netice itibarıyla sonunda kötüler sadece
geberiyor, iyilerse ölüyor. Ve birileri için ‘geberdi gitti’ denirken, diğerleri
içinse ‘Allah rahmet eylesin’ denmiyor mu? Pazar yerlerinde atılan meyve ve
sebzelerin dahi satıldığı bir ülkede, yokluk çeken vatandaşlar, artık bir Devletlerinin
olduğuna inanmıyor. Çünkü bu durum, bir Devletin olmadığına da işaret ediyor. Bilmem
anlaşılır oldu mu?
Serendip Altındal
Özün Kişiliğinin
Aynasıdır (Eski makaleler)
serendipaltindal02.blogspot.com