Blog Arşivi

15 Haziran 2022 Çarşamba

DEVLET KAPİTALİZMİ..


            
            Sovyetler döneminde bir sosyalist Devrimi taşıyabilecek nitelik ve nicelikte olan Rus köylüsü ve işçileri, yokluk içindeki Çarlık Rusya’sından, hak ettikleri sosyalist Devletlerine kavuştular ve Dünyanın en kalkınmış ve güçlü sayılı Devletleri arasındaki yerlerini de aldılar. Yine de kalkınmayı bütün hızıyla devam ettirerek, özellikle de sistem hatasıyla, tek komiser olma yetkisini kullanarak Lider olan Kafkas Türkmen’i Baş komiser Stalin döneminde ve sonrasında da aksatmadan yollarına devam edebildiler. Ne var ki daha sonra Sovyet yönetiminin sosyalizmi tekzip edercesine, ayrıcalıklı bir Bürokrat sınıf yaratması nedeniyle de 90’lı yıllarda iktidarı kaybettiler.

 

            Bugünse Putin tek Lider rolünü üstlenen; ama yapılacak her şeyi önce Rusya Meclisi Duma’ya danışan ve meclis otoritesinin çoğunluk izni olmadan da hiçbir kararı tek başına almaya yetkisi olmayan bir liderlik yapar durumdadır. Aynı paralelde biraz da liberalleşen ve özel bir kapitalizme de geçit veren Rusya, yine de dünya devleri kulvarında, hızla yol almakta ve güçlü durumunu muhafaza etmektedir.

 

Ne ki ülkede kendi pragmaları bileşkesinde oligark bir yapı uluşturan bazı servet sahipleri, sisteme aykırı bir yapı ortaya çıkarınca ve Devlet, kontrolünü de liberal kapitalizm nedeniyle kaybeden ve ülkeyi de kaybettiren olunca, Devlet korumalı bir milli kapitalist Atatürk doğrusu, yine ilk plana çıktı ve oligarkların eliminasyonu Rusya da resmen başladı ve bunlar derhal sistemin dışına atıldılar.

 

Bize gelince; Atatürk döneminde bir sosyalist trendi taşıyamayacak kültür ve alt yapıda, yıllarca Padişah mağduriyetinde ve köle mevcudiyetinde kalan Türk köylüsü için Atatürk, en doğrusu olan Cumhuriyet sistemiyle köylüyü yurdun efendisi yaparak, Osmanlı döneminin köleleştirdiği Türk köylüsüne, kaybettiği özgüven geleneğini, geçmişinde olduğu gibi yine teslim etti. Bugün bir Dünya Devi olan Çin modelinin bile aslında bir milli Atatürk kapitalizmini örnek aldığı, asla akıldan çıkarılmamalıdır.

 

Atalarının yaptığı bütün güzelliklere rağmen, aslında toprağı işleyen, ülkeyi besleyerek zenginleştiren ve ülkesi hesabına en yaşamsal üretimi yapan köylümüz, gerçek durumunun ne hale geldiğini bugün esefle yaşayarak ve seçtikleri tarafından inançları bile istismar edilerek anlamak zorunda kalmıştır. Halen mevcut yokluğuna ve çağdışılığına rağmen BOP eş başkanlığı yaftalı tek adam sistemi, aslında kendisine istemeden çok büyük bir hizmet vererek aklını da başına getirip, bundan sonra kendisini de devindirmek zorunda olan sosyalizmin, yakın bir gelecekte Türk köylüsü ve işçisi tarafından gerçek anlamıyla taşınabileceğini de ortaya çıkardı.

 

Lakin artık devrini kapamış ucube tek adam İktidarı değişince, ilk önce olumlu bir geçiş dönemi için bir Devlet kapitalizmi, Cumhuriyetimizin başlangıç döneminde olduğu gibi yine uygulanırsa, daha sonrası için, toprak reformu dahil, Atatürk hedeflerine ulaşmak bu defa kesin mümkün olabilecektir. Yani Devletimiz aklın yolunda yürüyerek alıştıra alıştıra, öğrete öğrete kademeli bir olmazsa olmaz sosyal Devlet modeline geçebilecektir.  

 

Böylece aynı zamanda evrensel olarak çağdışına itilmiş bir liberal kapitalizm, Rönesans sonrası yeni bir devre başlığı altında ve tarihte, devrini kapamış eski bir dönem olarak yer alacağına da işaret ediyor. Başlığına liberalizmi de katan kapitalizm, aslında sonunun başında olduğunu da çoktan ortaya koymuştu. Ayrıca milyonları aşağılayan ve özür beyan etmek yerine aynı çapsız ifadeleri tekrarlayan bir cumhur başı izlenince, böyle bir kişinin artık ülkesiyle işi kalmamış ve bütün köprüleri de yıkmış olduğu derhal anlaşılıyor.

 

Muhtemelen de erken veya geç yapılacak olan seçimlerden önce bir oldubittiye getirerek ülkeyi terk edecektir. Yalnız kendisine, bütün yandaşlarıyla da tüm ilişkilerini kesmesi önerilir. Zira sonunda en büyük kötülüğü, kendilerini kurtarmak derdine düşen eski yandaş kölelerinden görecektir. Çünkü Pandora kutusundaki bütün kirli dosyalar açıklığa kavuşunca, hukuksal bitiş de kahredici olacaktır. Aynı bağlamda, ümit vadeden 6’lı mutabakatın açıklanan eksiksiz icra programına bakıldığında ve hele de mevcut ucube İktidar dönemiyle kıyaslandığında, gelecek olan yeni Hükümetten daha fazla beklenti içinde olmanın, başlangıç için abesle iştigal olacağı da anlaşılmaktadır.

 

Sön söz; netice itibarıyla sonunda kötüler sadece geberiyor, iyilerse ölüyor. Ve birileri için ‘geberdi gitti’ denirken, diğerleri içinse ‘Allah rahmet eylesin’ denmiyor mu? Pazar yerlerinde atılan meyve ve sebzelerin dahi satıldığı bir ülkede, yokluk çeken vatandaşlar, artık bir Devletlerinin olduğuna inanmıyor. Çünkü bu durum, bir Devletin olmadığına da işaret ediyor. Bilmem anlaşılır oldu mu?

Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğindir...

Özün Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com