Blog Arşivi

15 Mart 2022 Salı

UKRAYNA KUMARI..

 


            Lavrov ‘Ukrayna’lılar kendi kaderlerini belirlemeli’ derken haksızmıdır? Aslında bu söyleyiş Rusların; Asya ve hemde Rusya kapısı ve özü Rus olan çok stratejik bir konumdaki ülkenin içinde emperyalist doldurması bir ocağın yakılmasının arzu edilmediğinde ne kadar haklı olduklarını da göstermez mi?

 

            Burada asıl üstünde durulması gereken, Ege adalarımızın Yunanistan teritoryumuna karşılıksız terk edilmesi nedeniyle canımızın yanıp yanmadığı sorusunun da kendimize sorulması değilmidir? Ya da burnumuzun dibindeki Balkan komşularımızın, emperyalistin silah ambarları haline gelmesinin bizi ne kadar alakadar ediyor olması veya USA güdümlü bir NATO ordusunun biz de içinde olduğumuz halde, bir itilaf doğrultusunda bize gerçekten müdahale edip etmeyeceğinin sorgulanması olmalıdır. İsrail Başbakanından sonra sahneye konan senaryo bağlamında Yunanistan Başbakanı da ülkemize geldi ve Erdoğan’la sadece konuşmuş olmak için konuştular. Yoksa Sayın Çeçen’in son yazısında belirttiği gibi Ege de İsrail merkezli Yeni Makedonya teorisi bize sinyal mi veriyor acaba, ne dersiniz.

 

Hele 2.nci Cihan savaşı gibi bir afetten ülkemizi bu savaşın dışında bırakan rahmetli İnönü’yü de Atatürk gibi yetiştirmiş olan ülkemizde, koskoca Dünya Savaşına rağmen kendi kendimize yetmiş ve ekmek sıkıntısı bile çekmemiş, kurtuluş savaşının savaş borçalarını bile son kuruşuna kadar Ruslara, tarım ürünlerimizle ödemiştik. Oysa bugün komşumuzdaki adı savaş olan bir itiş kakışta bile özellikle de gıda ekonomimiz yerle bir ediliyor. Buğdayımız, yağımız, etimiz, samanımız vs. bile devasa milli tarım alanlarımıza rağmen ithal edildiğinden, dışa bağımlılığımız DP ve diğer koalisyon iktidarları döneminde bile olmadığı kadar bugün tavan yapmıştır. İşte aslında bizi ilk önce de ilgilendirmesi gereken hususlar bunlardır. Gerisi ise lafı güzaftır, anlayın artık.

 

            Neresinden bakarsak bakalım emperyalistlerin Uyrayna’dan yeni bir Suriye veya Türkiye’den yeni bir Ukrayna yaratma emelinde olduklarını esasen çevremizdeki USA silahlarından anlamış olmalıyız. Ne var ki Rusya Ukrayna’nın bir Suriye olmadığını çok iyi biliyor. Acaba biz, Türkiye’mizin bir Ukrayna olmadığını veya olmayacağını biliyormuyuz? Ne var ki emperyalist; gamalı haçlı, paralı rejyonerlerini Ukrayna’da depone edip savaşa yönlendirirken, yaşam habitatlarını kaybedecek olan günahsız Ukaraynalıların, ülkelerini terk edip yabancı topraklarda belki de yaban sürüngenleri gibi yaşamak zorunda kalacaklarını ve bunun da hesabını vereceğini hiç düşünmek istemiyor.

 

Bu islah olmaz adamların eninde sonunda iplerinin çekileceğini bilmek de bize düşüyor. Bu arada Hitler hayranı bir faşist olduğu bilinen Zelensky denen kokainci bir emperyalist beslemesinin USA tarafından kimbilir nasıl ve nelerle ödüllendirildiğini belirtmeden geçmeyelim. Çünkü buna da alışkınız neticede. Emperyalist her zamanki gibi yine hileli zarlarını kullandı. Ne ki bu defa hilesi, kumar masasında patladı. Her sabah, akşama kadar yaşayıp yaşamayacağını bilmediğin bir Dünyaya uyanmak, esasen hayatla kumar oynamaktır. Bu nedenle de başkalarına kötülük yaparak yaşayan insanları anlamak hakikaten zordur. Çünkü bu insanlar yaşamın da kendileriyle kumar oynadığının farkında olmadan yaşarlar, yaşamları boyunca.

 

Kripto para denen ve değer karşılığı olmayan bir nesneyi alıp, satanlar aslında dolandırıcılıkla sorgulanmalıdırlar. Bir zamanlar AKP Hükümeti de sorguluyordu bu meseleyi, şimdi ne oldu da bir anda sembolik para yerine koydu. Kripto para reklamlarından geçilmiyor şimdilerde. Oysa bu reklamların bile suç unsuru teşkil etmesi gerekmezmiydi?

 

Yüz yıl önce bile bu günleri düşünen evrensel Atatürk tarafından ortaya konarak milli mal varlığımızın hukuksal senetleri olmuş Lozan, Montrö gibi antlaşmaların değerlerinin bile tartışma konusu yapılarak yeniden vazgeçilemez oldukları kabul edilmiş bir ülkede, bizde hala nelerden bahsediyoruz.

 

 Emperyalist misyonuyla Türkiye’mizin Eyalet Devleti olma yolunda sinsice bütün adımlarını atan AKP İktidarına ve bir Eyalet Devleti olduğu halde 350 yıl, sadece Senatosu nedeniyle bölünmekten kurtulan USA’ya da atfen aşağıdaki Atatürk söylemi bağlamında ve Meclisimiz kurulurken öngörülmeyen, Senato mecburiyetinin bugün daha da fazla ortaya çıkan gerçeğini yazmakla ne kadar haklı olduğum kendiliğinden anlaşılır. Ayrıca bizde Senato da vardı ve 1961 yılında Türkiye’nin en büyük hukukçularının yaptığı ideal sistemin ikili meclisinde, bu meclislerin birbirini veto etme hakları da yoktu. Çünkü ikisini de sadece millet seçerdi. Yani darbe denen 61 askeri müdahalesi aslında olmazsa olmaz bir anayasa devrimiydi, asker bu devrime sadece aracı olmuş ve yönetimi anayasa hukukçularının kurduğu sivil bir meclise teslim etmişti.

 

61 Anayasasıyla kurulan 1961-1980 yılları arasındaki yasama organı (Senato) ve Millet Meclisi adlı ikili sistem böylece bizde de yapılanmışken, 1980 sonrasında bu sistemin neden kaldırıldığı, tek Meclisli ve bugünse hangi sebeple oligark sisteme dönüldüğü de sorgulanmalıdır. Boşa sallayanları dinleyerek ya da havaya kürek çekenleri izleyerek avunup vakit geçirenlere hatırlatalım ki artık yol ayırımına gelin bir an önce, yoksa son treni de kaçıracaksınız.

 

§          Milletler hâkimiyetini muvakkaten dahi olsa tevdi edeceği meclislere dahi lüzumundan fazla emniyet ve itimat etmemelidir. Çünkü meclisler dahi istibdâd (oligarşi) yapabilir. Ve bu istibdâd şahsî istibdâdtan daha mühlik (öldürücü) olabilir. Bunun için meclisler muayyen ve mahdut zamanlarda tecdid (yenilenir) olunur. Bu sayede hâkimıyet-i millîye daha emin esas ve şeraite rabtedilmiş olur. Meclisler hadd-ı makulünden (kabul edilir olandan) fazla uzun müddet devam ederse, bu taktirde vekillerle müekkiller (vekil tayin edenler) arasındaki nokta-i nazarlar (görüş birliği) birbirinden ayrılmaya ve revabıt (bağlılıklar) çözülmeye başlar. Nihayet vekiller başka şey, müekkiller başka şey düşünmeye başlarlar. (M. K. Atatürk)


Serendip Altındal

Özün Kişiliğindir...

Serendipaltindal02.blogspot.com

Serendipaltindal.blogspot.com (eski makaleler)

serendipaltindal94@gmail.com