15.08.2025
Yapılan
araştırmalara göre CHP’nin Aksaray mitingi de gösterdi ki, izleyenlerin hepsi CHP
seçmeni değildi. Dolayısıyla bir bölümün, son genel seçimlerde AKP seçmeni
olduğu anlaşılıyordu. Oysa mitingler nedeniyle, Özgür Özel’in gösterdiği olağanüstü
performans, neredeyse AKP ile parasal ortaklığı olan yandaşların dışındaki taraflı,
tarafsız bütün vatandaşları konsolide ederek hak yoluna sokup CHP’li yapmıştır.
Çünkü
23 yılda AKP tarafından, nasıl kafese konulduklarının artık farkında olan seçmenleri
kendilerinden oy bile beklemeyen,
taraf
tutmayan ve Cumhuriyeti kuran Parti olarak, salt Devlet sorumluklarını yerine
getireceğine bütün seçmenleri ikna eden CHP’nin, artık tek seçenek olduğunu
Elbette anlamışlardı. Ve anlamak da benimsemektir genelde. Artık bunun, sağını solunu
irdelemeye gerek yoktur. Çünkü görünen ve bilinen neyse, anlaşılması gereken de
önce odur.
Oysa,
ülkemizde demokrasinin, aslında ne olduğunu dahi anlamadan, liberalist(!)
olduğunu iddia eden, esnaf, tüccar ve siyasetçi sınıfını temsil eden ve enflasyon
ateşini 7x24 gün/saat devamlı körükleyen Erdoğan Liderliğindeki AKP, neyi ne
kadar anlar veya anlamak ister? İşte o da ayrı bir sorudur, ne var ki anlamak kişiye
özeldir. Hele CHP’nin, sahip olduğu sorumluluk, özgüven ve cesarete sahip olmadıkları
halde, kurduğu süreç komisyonuna dil uzatanları dinlemek dahi, abesle
iştigaldir.
Öyleyse
bu dilbazlara şöyle soralım; barış gibi en hayati bir konuda, Cumhuriyetimizin
ve Atatürk’ün Partisi CHP, Türk Milletini temsil etmeyecek de Fenikeliler mi
Türklere yardıma gelecek? Liberalizm ise önce Demokratik ve sosyokültürel bir erdemdir,
arzına, satıcının arzusuna göre betimlediği bir ücreti talep etmesi demek değildir.
Ne ki bu terim bilinçsizlikle, ülkemizde enflasyonla özdeş hale getirilmiştir. Nasıl
olsa günü gelince kuşkusuz, devran yine dönecektir.
Yalnız
devran değişirken, gidecek olanların otokrat, bencil, anti milli ve milli
değerleri yok sayan, vatana ihanet içindeki suçlular, gelecek olanlara ise milli,
vatanperver ve Atatürk Cumhuriyeti’ni geleceğe hazırlayacak ve taşıyacak olabilmeleri
için de iman edilmesi gerekecektir. Emperyalizm, artık tıkanarak sonuna yaklaştığı
için, emperyalist, Yeni Dünya düzeni, dediği BOP yaftalı tarihi geri sarma projesinden;
zaman geri dönemez olduğu için de nafile yere medet arıyor.
İşte
bu nedeniyle de üçüncü dünya Savaşına artık paradoks olmaya başladığı için de
insanlığa başka çıkış yolu bırakmıyor. Ne var ki insanlık, evrim basamaklarını birer
birer tırmanarak sosyal ve daha da ileri devinimlere doğru yoluna, bütün engellere
rağmen, ki bunlara Dünya savaşı da dahil edilerek, devam edecektir. Çünkü zaman,
esasında sonu olmayan bir engelli koşudur. Şayet ömrümüzü ışık hızıyla giden
bir uzay gemisinde geçirirsek, yine yaşlanıp ölürüz; ama bilmeliyiz ki,
arkamızda bıraktığımız Dünyamızda, nesilleri güncellemiş olan asırlar
geçmiştir.
Rahmetli(!)
Einstein ’in kulakları çınlasın, izafiyet budur işte. Yani ışık hızı bile ölümlü
insana, sonsuz yaşam iksiri olamaz. Biz yine en iyisi Dünyamızda kalalım. Bu
arada, 7 ay geciktirerek imzaladığı toplu sözleşmeyi, önceden bellediği gibi nefsine
uygun bir opsiyon olarak kullanan Erdoğan İktidarı, neden gitmek zorunda
olduğunu, bir defa daha, artık CHP’yi destekleyen eski seçmenlerine kanıtlamış oldu.
Bu
arada dijital kimlik hırsızlığı, bir zamanın ayakkabı kutularını dolduran paralarının
bile üstüne tüy dikti. Yani AKP İktidarı, içinde çırpındığı bataklığı bile beğenmiyor
ve daha derinini arıyor anlaşılan. Yan kulvarda ise muhalefetin süreç komisyonu,
5/3 nitelikli çoğunluğu oluşturmaya çalışıyor. Ne var ki DEM Parti’nin, sürecin
başarıyla bitmesi için, muhalefet kanadının terazi balansını düşürmemek üzere, tansiyonuna
çok dikkat etmesi önem kazanıyor.
Liyakat
hırsızlığı geniş bir tabana yayılıyor konusunu anlatabilmek için, sahte diploma
deyin, herkes ne dediğinizi virgülüne kadar anlar. İşte böylesi, sefih ve sefil
bir duruma düşürüldü maalesef ülkemizin Adalet karinesi. Bu sorunun cevabını en
tatmin edici olarak, İBB pazarlıkçısı Savcılardan öğrenebileceğinizi anlayınca
da sakın kalp krizi geçirmeyin. Hani “liyakatsizlik” diye bir sözümüz vardır ya!
İşte tam da budur.
Hadi
gelin de şimdi, neden erken seçim isteniyor diye sorun bakalım. Ve böylesi salt
başıbozukluk, ülkemiz İktidarının olmazsa olmazı olmuşsa, halimiz çok daha
vahimdir. Gelin o halde, “vah Türkiye’m” diye ağıt yakarak hep birlikte günah
çıkaralım. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti 23 yılda önce kampa alınmış, sonra da kamp
hapishaneye dönüşmüştür, bugünse hapiste olanlar artık prangaya vurulmuştur. Şimdi
ise sorumluların, hesap ödeme vakti gelmiştir. İşte sonucun kısa özeti de budur.
İşte bu özet de durumlarının hala farkında olmayan bir azınlığa kapak olsun.
Şimdi
orasıyla, burasıyla uğraşmadan, son güncele odaklanmak kalıyor artık Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlarına. CHP Grubu, süreç toplantılarında başarı şansının,
ancak AKP İktidarı değişince son güncel olabileceğini de toplantıların sonuna
kadar savunmak zorundadır.
En
başında Adalet sorunu olan, sorunlar bataklığından kurtulmak için de Adaletin,
boğulmakta olan millete cankurtaran yeleği uzatması gerekir. Bunun içinde yine,
önce İktidarın değişmesi ve Adaletin rejenere edilmesi gerekmektedir. Bu arada
Trump’ın, Doğuya bile kabaca patronluk taslama nedeni, bütün 3. Dünya
Devletlerinin yakında, Asya Devletlerinde partnerlik arayışında olacağıdır.
Evrensel
Problemler, şayet 3. Dünya savaşı çıkmadan çözümlenemez hale gelirse, bizdeki
Adaletsizliğin de sorumlusu olan Trump Amerika’sının, Senato zoruyla ki, Senato
otokratik müdahalelere geçit vermemek için vardır, Dünyanın dengesini
mecburen(!) korumak üzere, keskin bir U dönüşü yapacağına da bizatihi
inanıyorum. Ne var ki, ülkemde bu kadar orman yangının tesadüf olmadığına
inanmak gerekirse, inşaatçı olan Trump’ın Ortadoğu’yu yeniden dizayn ederken,
emperyalist sürgün ülkelerinin zorunlu göçmenlerine, yerleşkeler inşa etmek
üzere hazırlık yapıldığını düşünmek de yanlış olmayacaktır.
Serendip
Altındal
Özün
Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)
serendipaltindal02.blogspot.com