Kazakistan’daki olaylar, Ukrayna da yaratılan ve sonu kanlı biten ve devamı da gelecek olan emperyalist tasarımlı kurguyla eş anlam taşıyor. Batı’dan Türkiye’yi çeviren ve Yunanistan’ı yeniden tetikçi yapmaya hazırlanan askeri USA yapılanması, Doğu Asya’ya da uzanarak Türk kökenli federe Devletlerde yeni üsler oluşturarak Rusya’yı ve Çini çevirmek amacıyla yeni mizansenler tasarlıyor. Lakin atı alan artık Üsküdar’ı çoktan arkasında bırakmıştır.
Kazakistan da LPG
zamlarıyla ilgili bir bağlantı bile halk Devrimi havası yaratabiliyorsa,
ülkemizin içinde bulunduğu kaotik durum aslında milletimizi çoktan infilak
ettirmeliydi. Demek oluyor ki emperyalist, içimize yeteri kadar adamını
yerleştirdiği için bu durumu Erdoğan ve AKP İktidarına bırakıp şimdilik sabırlı
davranıyor. Ayrıca bunun en önemli nedeni ise Türkiye’nin bir Kazakistan
olmadığı ve ülkemizdeki böylesi bir yapılanmanın, her şeyden önce
tasarımcısının başına emsali olmayan jeopolitik nedenli belalar açacağı ve
USA’nın da artık bir Perestroyka dönemi Amerika’sı olmadığı içindir.
O halde gelin biraz
gülelim; ama yine de düşünelim isterseniz. Kazakistan’da Rus teritoryal
sistemine karşı vatandaşları provoke eden sokak militanları acaba neden
Türkiye’de çok daha etkili olabileceklerken aynı oyun sahneye konulmuyor. Yoksa
Erdoğan’a daha fazla güvenildiği için mi büyük emperyalist şimdilik uzatmaları
tercih ediyor. Ya da Tokayev’in bir Erdoğan kadar popülaritesi olmadığı için mi
Rusya’yı, bizim seçimlerden önce tedirgin etmek üzere bu oyunu önce
Kazakistan’da başlatıyor. Ki beliren şekle göre de önce küçük Asya seçimleri mi
beklenmektedir acaba?
65 yaş üstü aslında en
fazla dinlenmesi, fikirleri sorulması gereken ve içinde ermişleri de ihtiva
eden kişilerdir aslında. USA tarihi bile ön Türk ve Roma tarihlerini
benimsemiştir. Bu nedenle de aslında Senatosuz yapamaz. Şayet Senato olmasaydı,
Trumph gibi bir uçuk bile hala USA Başkanıydı ve Roma İmparatorluğu nasıl var
olabilirdi. Zira ön Türkler ve sonrasında Etrüsk Türk Devletinin bıraktığı
görsel ve belgesel tarihi gelenek ve görenekleri içeren miras sayesinde, bir
büyük Roma İmparatorluğu kurulabilmiştir ancak.
Menfaatin akıl gözlerini
körelttiği yaratıklarla -ki insan, hayvan farkı olmadan – insan için huzurlu
yaşam asla devam edemez. Hayvanların bile menfaat konusunda daha insancıl
olduğunu ve samanını, kemiğini unutup önce, ölen sahiplerinin mezarına koşup o
mezara başını sürten atlar, köpekler vs. asla unutulmamalıdırlar. Ki bu
bağlamda doğada bilmediğimiz, kim bilir daha ne örnekler vardır.
Erdoğan bırakıyor, Bahçeli
alıyor sazı eline ve çalıp, söylüyorlar. Vatandaşın ise açlığından sadece karnı
gurulduyor. Ve diğer yanda Adana vs. gibi şehirlerimizde silahlı, sopalı bazı
göçüp de yere basamayanlar, gösteri yürüyüşleri yaparak AKP’nin yeni seçim
senaryolarını daha şimdiden oynamaya başlıyorlar. Toplama bakınca da daha
önceden bilinen ve başka da bir varlığı olmayan AKP gerçeğini, içine
doldurdukları çöp kazanından, seçime doğru artan bir süratle etrafa saçmaya
başlıyorlar.
Yani teatral göçmen
gösterileri, Erdoğan’ın bir iç savaş ve dolayısıyla da OHAL yaratmadan
seçimlere gitmeyeceğinin de göstergesi oluyor. Herhalde emperyalist de bu
durumu bekliyor ve ardışık sunulara kalkmıyor, bu duruma başka da ne denebilir
ki. Daha beteri de gelecek maalesef. Ne var ki çok önceden bu günleri adeta
görmüş ve defalarca da ifade etmiştim. Lakin ve ne yazıktır ki anlaması
gerekenler bu gerçeği bir türlü anlayamadı veya anlamak istemediler, muhtemelen
de kendi menfaat paradokslarından ve küçük hesaplarından ötürü.
Doları, faizi bir kenara
koyup önce de Erdoğan’ın kimlik kartını analiz edin. O zaman bilirsiniz artık,
bundan sonra nelerin yapılması ve nasıl düşünmeniz gerektiğini. Yukarıda
söylediğim gibi Amerika’da Trumph daha fazla yaşatılmadı, çünkü Senato var.
Yani bir ermişler, aklı erik ve adiller Meclisi. Demek ki hepsinin atası olan
biz Türkler de kendi özümüze dönmek zorundayız artık. Yani çoluk, çocukla öze
dönülemez; ama sadece büyükleri ve ermişleri kendilerine gereken bilgi ve
özgüveni verebilir, sonra da hepsini ebediyen sorunsuz ve saygı görerek
yaşayabilecekleri, en önemli bir miras olarak da onlara bırakabilirler.
Bir daha söyleyelim.
Görülüyor ki emperyalist, Rusya’nın en uzak köşesinde tesadüfen de yine bir
Türk Devletini kullanarak, yeni bir problem yarattı. Rusya’nın o bölgeye
odaklanmasını, böylece Batı bölgesinin şimdilik ikinci periyotta kalmasını
sağlayacak yeni bir projeye de imza attı. Demek ki ülkemizde seçim öncesi yeni
planların da devreye konacağı belli oluyor. Yalnız Rusya ve Çin bütün
cephelerden çevrilse bile işi bitirecek, son noktayı koyabilecek yeni bir gücü
nereden ve nasıl bulacaklar, işte o ortada yok. Demek oluyor ki düğümü
bizatihen yine Rusya ve Çin çözeceklerdir anlaşılan. O nedenle de böylesi,
sadece tedbir almaya ve algı yaratmaya yönelik transferleri fazla ciddiye almak
da akla pek uygun gelmiyor.
Açık basın oturumunda
Meclis Başkanından, Bakanlara kadar Kılıçdaroğlu’nu Sarayın emriyle cevaplamak
zorunda kalanlar, tipik bir Erdoğan klasiğini de ortaya koydular. Çünkü
Erdoğan, açık bir oturumda Kılıçdaroğlu’na cevap veremeyeceği için oturumu terk
etmek zorunda kalacağından, Kılıçdaroğlu’nun ‘cevap veremeyeceğin için kaçtın’
polemiği riskini almak yerine adamlarını kullanmayı tercih etti yine.
Halbuki aradaki bütün
kayıkçı kavgalarına rağmen 2021 yılı ihracatımızın tamamına yakını USA’ya
yapıldığına göre, en fazla Dolar girdisinin de USA’dan alınmış olduğu
anlaşılıyor. Öyleyse bu durum sizce de anlamlı değil mi? Ya da GSMH kat
sayımıza ne katkısı oldu bu girdilerin. O halde hiç kendimizi aldatmayalım.
Erdoğan düşmanı(!) USA, her şeye rağmen Erdoğan İktidarını seçimler arifesinde
desteklemek amaçlı gerekli dokunuşları yapmak üzere zemin ve zaman kolluyor.
İşte Kazakistan komplosunun öne alınmasının da bir nedeni budur aslında. Yoksa
yıllardır bizde oluşan Suriye, Irak vs. şimdi de militan Afgan göçlerinin
nedeni, beklenen seçimler senaryosu için değil midir, sizce de? Öyle ya
Erdoğan’ın emperyalistin kazancını Türkiye Cumhuriyeti’nin sırtından
yükseltmekten başka ne zararı, pardon ne faydası var ki.
Yeni kurulacak Hükümet
şablonunda 65 yaş üstü liyakat sahibi, adil ve ermiş eski işçi, bürokrat ve
asker emeklilerinden oluşan bir Senato mutlaka yer almalıdır. Ön Türk
atalarımızda olduğu gibi. Ayrıca hiç unutulmamalıdır ki Etrüsk Türkleri olmasa
onlardan Senato geleneğini de miras almış bir Roma ve bugün de bir USA asla
olamazdı. Çünkü Türkler gibi bir milleti ve dolayısıyla da Ulusu olmayan USA’yı
bile bir Ulus Devlet yapabilen sadece Senatosudur.
Senato ancak bir Devlet ve
onun Meclisiyle birlikte ele alınırsa anlam kazanır. Senato denetçi, Meclis ise
icra organıdır. Ayrıca Senato Meclisteki Vekillerin de sorumluluğunu, Devlete
olan ahde vefasını arttıran ve siyasi yanılgılarını sıfırlayan en büyük
etkendir. Senatör hataları ise nasıl olsa icra organından geri dönecektir.
Çünkü Senato ve Meclis birbirlerini karşılıklı denetleyeceklerdir neticede.
Senato ayna zamanda bütün sosyal katmanları içeren bir milli mukavelenin de
icra organıdır aslında.
Çünkü bir Devletin Ulus milleti de olsa Devlet müktesebatı asla Partiler ve
siyasilere, milli denetimsiz teslim edilmemelidir. Çünkü bugün Danıştay,
Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, Merkez Bankası gibi olmazsa olmaz Devlet
kurumlarının olmayan otonomisi bile yürekler acısıdır ve totaliter bir idareye
mahkûm edilmiştir. Ayrıca DPT’nin olmayışı dahi bir meclis Hükümeti sorunudur.
O halde Meclis ve Partiler üstü bir Senatoya acilen ihtiyaç vardır.
Senatörler USA’da olduğu gibi de 5 yıl ve üstü seçim dönemlerine hak kazanır ve defalarca da seçilebilirler. Ölümlerine kadar da huzur haklarına sahip olmalıdırlar. Sayıları hep aynı ve Meclis toplamından da fazla tutulmak zorundadır. Ve bilelim ki şayet bizim Senatomuz var olsaydı şimdi ne AKP Hükümetini tanıyor ve ne de bugünkü sıkıntılarımızı yaşıyor olurduk. Çünkü Referandum bile Senato dan onay almak zorunda olacaktı. Aynı bağlamda da Senato’nun kıymeti harbiye sinin önemi asla göz ardı edilmemelidir. Çünkü kurucu anayasanın varlığı ve geleceği de ancak Senatoyla korunabilir ve daim olabilir, ki bu da Devleti ebedileştiren ana faktördür.
Senato, bütün sosyal katmanların temsilcilerini de kapsadığından, toplum tarafından arzulanan; ama üçüncü mukavele betiğiyle, anlaşılır ifade edilemeyen ve gerçek milli olan ulusal mukavelenin de kendisini temsil eder aslında.
Serendip Altındal
Serendipaltindal02.blogspot.com