15.06.2025
Atatürk,
doktriner devrimler dosyasıyla yola çıkamazdı. Çünkü ana dilleri Türkçe olan; ama
Türk olduklarını bile bilmeyen, eğitimsiz ve harp yorgunu bir Osmanlı Ordu
gücünün, önce desteğini arkasına almak ve her şeyden önce de Kuvayı Milliye
vasıflı yeni bir milli birlik oluşturmak zorundaydı. Bu nedenle de önce etnik
eğitim verilmeliydi. Bağlamında ise sosyalist, kapitalist gibi terimlerle bir
Liderlik yaratmak, abesle iştigal olurdu.
Çünkü
sosyal bir Devlet, ancak eğitim seviyesi yeterli olan bir nasyonal toplumda
oluşabilirdi. Zira Sovyet Sosyalistlerinin bile Komünist olamadığını hiç
unutmamalıyız. Sosyalist Enternasyonal dahi bir Lale Devri sosyalistidir ve
Marksist bir algoritması yoktur. Bugünlerin Cumhuriyetçi sosyalistleri, şayet
insanlık bir gün yapay zekayı sosyalleştirebilirse, kendi beyinleri de evrim
geçireceğinden, belki ancak o zaman komünist olabileceklerdir. Çünkü insan
beyni komünist düşünceye henüz hazır değildir ve evrim geçirmesi gerekir.
Bütün
İZM’lerin bilincinde olan Atatürk’ün aynı bağlamda, mücadelesi esnasında
tanıştığı bütün zorluklara imkânsızlıklara rağmen, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti
evrensel Devletini ve bütün Devrimlerinin tamamına yakınını tamamlayabilmesini,
kısa ömrüne nasıl sığdırabildiğini anlayabilmek, hele ülkesini, Cumhuriyetin
ilk 10 yılında, en fazla kalkınan ülkelerin liste başı yapması, inanın ki
mucize gibi ender ve imkânsız kadar zor bir iştir.
Yalnız
bütün başarılarının en büyüleyici keşfi, Köy Enstitüleridir. Tam da bu nedenle,
bir zamanlar insan erdemi ve kalitesinin tavan yaptığı ülkemizde, şimdi
kalitesizliğin yerleri süpürmekte olduğu yaşanırken, yurdum insanlarının
milyonlarını her mitingde karşısına toplayan CHP’yi meclise davet ederek, el
kaldır, indir şovlarıyla etkisiz hale getirmek istiyorlar. Yani nerelerden
nerelere gelmişiz ve nereye varacağımız sorusu da giderek ‘her şey iyi olacak’
hedefine doğru kesintisiz yol alıyor artık dostlar.
Bugün,
Erdoğan’ın bile izah edemeyeceği bir biçimde kendi yetkilerini aşan otokratı,
diktatöre dönüştürerek muhalefeti yok etmeye kalkan bir emperyalist
müdahalenin, aslında baskısı altında olduğumuzun da artık bilincinde olalım. Ve
siyaset kulvarında, rezalet duvarının dünya rekoruyla aşıldığı bu günlerde, milli
direncimizi tüm aktiviteleriyle ele almak zorunda olduğumuzu da bütün
vatanseverleri temsilen, şapkalarımızı da önümüze koyarak düşünelim.
Yalnız
düşünürken de artık yorgun, yaşlı, ayakta daha sık uykuya dalan ve sağlığı
tıklayan tek adamı, uçurumdan uçuruma yönlendiren emperyalist ajanı müstevli
danışmalarını, mercek altına almayı da asla boşlamayalım. Çünkü danışman
tuzağına kendisi düşen Erdoğan, muhalefetle arasında derinleşen uçurumu
dönülemez noktaya doğru taşıyor ve ısrarla tekrarladığı hatalarını uyarmayanların
dürtülerine tutunarak, kendi sonunu hazırlıyor.
Danışman
etiketli dalkavukların aslında kendisinden nemalandığını, muhtemelen de
düşünemiyor veya anlayamıyor. Kurban Bayramı’nda, kurban alamayan orta direği,
aslen birlikte kurban eden bir İktidardan, şimdi artık genel bağlamda kurtulmak
zorunda olduklarını mutlak anlamış olmalıdır bütün iki veya dört ayaklı
kurbanlıklar.
Çünkü
mevcut tek adam iktidarı, rezalet duvarını aşmış ve kendi çöplüğünün bile
dibinde kalmıştır artık. O halde şimdi, halen yapılan ve devamla da yapılmak
zorunda olan en akılcı eylem CHP’nin, mitinglerine her seferinde artan bir
milli iradeyle devam ederek, halk iradesinin mi, yoksa sayılı bir azınlığın mı
güçlü olduğunu, bütün aymaz kafalara sokmasıdır.
Dolayısıyla
bilinsin ki, devrimler tarihi, Marksist, liberal kapitalist ve ilahi veya
ezoterik filezofilerin hiç birisi çözüm olamazdı; o dönemin Osmanlı sosyal
yapısının eğitimsiz kimliğine, Atatürk’ün karşılaştığı ve dahiyane çözdüğü
problemlere. Bu nedenle de kendine has olan Kemalizm, kendi başına ve herhangi
bir İZM’le de bağlantı kurmadan yalın olarak ele alınmalıdır. Ki en azından,
anlaşılıp benimsenebilsin ve olmazsa olamazlığı, aymaz kafalara da
yerleşebilsin.
Ve
işte bu nedenle de Özel’in, Atatürk özlemindeki 5 milyonu mitinglerimize
toplayabilir ve dağılmazsak, seçimleri öne alabiliriz ifadesi mutlak dikkate
alınmalıdır. Aynı paralelde Kılıçdaroğlu’nun, Senatör vasfını kullanarak, ileri
yaşında önüne çıkan tarihi fırsatı kaçırmadan, CHP’nin manevi Başkanlığıyla,
Atatürk’ün Partisiyle tekrar bütünleşerek, CHP’yi dolayısıyla da milli
muhalefeti bölmeye odaklı abartılı Kurultay meselesini çözüp, kendisine duyulan
saygıyı da ebedileştirmesinin vakti gelmiştir artık.
Sorumluğunun
bilincinde, kendisini görevine adamış, vatan sevgilisi, taraflı, tarafsız bütün
vatandaşları tarafından çok sevilen, adam evladı, vicdan taşıdığı için de adam
gibi olan, bir Belediye Başkanının son yolculuğuna, erkek ve kadınların
rüzgârda uçuşan saçlarıyla, gerçek Müslümanlar gibi de nasıl uğurlanması
gerektiğini, hep birlikte yaşadık.
İşte
salt bu nedenle bile, Sayın olduğu kadar da sevgili Ferdi Zeyrek’i rahmet
dileklerimiz ve başta sevgili eşi ve çocukları olmak üzere bütün sevenlerine,
sabır temennilerimizle uğurluyoruz. Lakin şaibeli bir olgu nedeniyle,
beklenmeyen bu ani kaybın oluşması; herkesi tatmin edebilecek bir araştırma
sonucu beklemektedir.
Böyle
uğurlanabilmek, keşke bütün vatan sevdalılarına da nasip olabilse. Zira adam
gibi adamlara en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. Çünkü Ferdi
Zeyrek’lerin aramızdan vakitsiz ayrılması, otokratların ülkeye verdiği
zararları da büyütüyor. Ferdi Zeyrek’e teşekkür edilmelidir aslında, çünkü
taraflı ve tarafsıza, çok sevilen bir Devlet adamının nasıl olması gerektiğini
öğretmiş ve Atatürk’ün ruhunu bir daha şad etmiştir.
Yandaş
Medya ile ümmileri kandırmak kolaydır. Ne var ki ümmi diye küçümsedikleri
birçok insanın, hatta AKP seçmenlerinin bile, ‘turpla adalet sağlanamaz’
dediğini duymak istemiyorlar. Demek ki birilerinin 23 yıldır ülkeye yaşattığı
AKP masalları devri, artık sona ermiştir.
Bu
arada İsrail’in İran’a nokta atışlı saldırısı ve muhtemelen oluşacak diğer
gelişmelerle, gıdasız bırakılan insanların, üstüne bir de telef edilmeleri,
bilhassa bizim milyonların gözünü fal taşı gibi açmalıdır. Ve stratejik ortak
yalanına, asla prim verilmemelidir. Çünkü AKP tek adamlığıyla sonunda yokları
oynadığımız bu günlerde, stratejik ortak etiketli emperyalistin aynı
metotlarla; ‘sıra size de gelecek’ mesajı verdiğini, istesek de artık
yadsıyamayız Sayın okurlar…
Serendip Altındal
Özün
Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)
serendipaltindal02.blogspot.com